Swinger 2 (ALINTI)

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Public Sex

Swinger 2 (ALINTI)
Merhaba arkadaşlar ben Murat. Özel bir şirkette muhasebe işi ile uğraşan 38 yaşında biriyim. Benim eşim Sinem ise 35 yaşında ortalama boylarda bir kadındır. O da özel bir şirkette yönetici asistanı olarak çalışıyor. Anlatacağım hikaye kesinlikle gerçek bir hikayedir. Neyse geçtiğimiz günlerde bizim şirkette çalışan bir arkadaş evlenmeye karar verdi ve düğüne davet edildik. Elbette düğüne eşimle katılmam gerekiyordu. O kadar lüks bir otele gitmiştik ki biz sadece damadı tanıyorduk. Düğün başlamadan önce karımla konuşurken nasıl olursa sıkılır ve erkenden kalkarız diye düşünüyorduk. Bizi kalabalık yuvarlak bir masaya aldılar. Eşim fiziğine işi gereği çok dikkat eder. O gün de çok seksi bir kıyafet seçmişti. Neyse düğün başladı. Yemekler içecekler gelmeye başladı. Sinemin alkolle arası yoktur. Çabuk sarhoş olur. Kendime rakı Sinem’e de votka kola söyledim. Yavaş yavaş birer kadehi içtik. Dansa kalktık , “istediğin zaman gidebiliriz aşkım” dediğim de halinden memnun hiç sıkılmışa benzemiyordu. Masamıza döndük birer kadeh daha içki istedim. Sinem’in hemen sol tarafındaki masada genç bir çocuk oturuyordu, bir iki kez Sinem’i keserken yakaladım ama pek önemsemedim. Yanında da kız arkadaşı vardı. Sinem lavaboya kalktı, bende sigara içmeye terasa çıktım. Az sonra o çocuk ateş istemek için yanıma geldi, sigarasını yaktı, teşekkür edip kenarda kız arkadaşıyla sigarasını içti. Bende sigaramı içip masaya döndüm. Bu arada saat 11’ i geçmişti. Masamız yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Sinem’e tekrar sordum o da “hayatım gayet güzel ortam, hem daha erken ve gece uzun acele etme, sonra gezdirirsin beni” dedi gülerek. Bende “peki bebeğim” dedim gülerek. Genç arkadaş ara ara bakışlar atmaya devam ediyordu. Benim gördüğümü fark etmedi. Kafam hafiften çakırkeyf olmuştu. Örtünün altından Sinem’in bacaklarını okşamaya başladım, okşarken bilerek eteğini az daha sıyırdım. Arkadaş göz banyosunu daha rahat yapsın diye. Sikim kazık gibi oldu. İçkimi aldım tekrar terasa çıktım. Yağmur yağıyordu, bütün şemsiyelerin altı doluydu, köşede bir tanesinde Mert ( ismini az sonra tanışınca öğrendim ) vardı. Selam verip şemsiyenin altına girdim ve sigaramı yaktım. Tanışıp konuşmaya başladık. Mert sessiz efendi birine benziyordu. Kız arkadaşı geç oldu diye gitmiş, damat samimi arkadaşıymış falan filan derken iki sigara içimlik sohbet ettik. Müsade isteyip içeri geçecektim ki “eşiniz geliyor” dedi Mert. Sinem “aşkım kimse kalmadı masada, nerede kaldın” deyince “yağmurda sigara güzel gitti, ha bu arada Mert sigara arkadaşım oldu” deyip tanıştırdım. Birer sigara daha içtik, içeri geçip damat ve gelini tebrik edip ayrıldık. Bu arada felaket bir yağmur vardı dışarıda, arabaya binene kadar sırılsıklam olduk. Caddeye indik, yollar bomboşdu. Sinem yolda bekleyen birini göstererek “hayatım az önceki çocuk değil mi” dedi. Mert yol kenarında duruyordu. Hemen durdum ve Mert’i arabaya aldım. Bizden daha beter ıslanmıştı, Sinem peçete falan verdi. Arabaya biner binmez “sizde durmasanız Eryaman’a kadar yürürdüm galiba bu yağmurda” dedi gülerek. Bende “aslında gece bizim için bitmemişti, biz daha takılacaktık ama hava şartları izin vermedi, mecburen dönüyoruz. sana da uzak değilmişiz şanslısın” dedim. Sohbet ederek gittik. Evinin önüne geldiğimizde “size borcumu kahve ile ödemek isterim, hayır demezseniz sevinirim, gerçekten çok minnetarım size” dedi. Sinem’e baktım kafası çok iyi olmuştu, sen bilirsin anlamında kafa salladı. Bende “peki” deyip arabadan birlikte çıktık. Çıkarken Sinem sallanmaya başladı, eve girdik zar zor. Mert’in evi bekar eviydi ama temiz ve düzenli görünüyordu. Sinem bacak bacak üstüne atarak tam Mert’in karşısına bir yere oturdu. Mert de tam karşımızda bacak şov izliyor. Karımın bacaklarına bakılması beni de azdırmıştı içten içe. Kısa bir sohbet sonrası kahveleri yapıp geldi. Sigara, kahve, sohbet derken birbirimize iyice ısındık . Sohbetin ortasında “evin içerisi çok sıcak oldu” dedim, Mert’te soğuk bira var deyip kalktı hemen 3 birayla döndü .1-2 bira içtik, Sinem’in kafası artık iyice güzel olmuştu. Bizde öyleyiz tabi, Sinem’den aşağı kalır yanımız yoktu yani.. Sohbet, fıkralar, gülüşmeler falan iyice coşmuştuk. Ben bir ara yere oturdum, elimde boş bira şişesiyle ooynayıp duruyordum. Bir sağa bir sola çevirerek sohbet ediyor ve arada Mer’in karımın bacaklarına nasıl baktığını izliyordum. Sinem bir ara elimdeki şişeye kilitlendi ve “ne napıyorsun aşkım” diye sordu. O ara Mert’i izliyordum, tekrar Sinem’e dönerek “hiç öyle şişe çevirmece oynuyorum kendi kendime” dedim ve güldüm. Sinem “nasıl bir oyun ki bu şişe çevirme” deyince “şişeyi çeviriyorsun, kimde durursa ceza alıyor” diyerek kısaca oyunu anlattım. Sinem yanıma gelerek “oturun o zaman oynayalım hadi” dedi ve yere çöktük hepimiz. Sinem yere otururken Mert dikkatle bacaklarını, külotunu ve göğüslerini izleyerek yerini alıyordu. Sonunda ufak bir çember oluşturarak oyuna başladık. Oyun gayet güzel ilerliyordu, çok eğlenceliydi ve birbirimize cezalar veriyorduk. Tabi bunlar masum cezalar. İşte birbirimize şarkılar söyletiyorduk, taklitler yaptırıyorduk falan.. Tabi oyun sürerken bir taraftan da içmeye devam ediyorduk. Sonunda kısa bir süre sonra hepimiz zil zurna sarhoş olmuştuk. Oyundan tamamen kopmuştuk ve ben artık Sinem’in bacaklarını izleyen Mert’e konsantre olmuştum. Sinem’in ve Mert’in yakınlaşması için neler yapabilirim diye düşünürken “oyuna heyecan katmaya ne dersiniz” diye sordum. Hem Mert hemde Sinem “nasıl olacak o” diye sordular. Ayağa kalktım ve ışığı söndürdüm, tv açıktı o yüzden loş bir ortam olmuştu. Sinem’e ve Mert’e bakarak “oyuna şöyle devam edeceğiz, şişeyi sırayla çevirmeye devam edeceğiz ama bu defa şişe kimde durursa o bir parça kıyafetini çıkaracak” dedim. Mert hemen karıma bakarak “ooooooo, çok güzel olur bu” dedi. Sinem ise “aşkım delimisin sen” diyerek şaşkın şaşkın ve yüzünde gülümseme ile başlarda kabul etmek istemedi. Biraz ikna ederek Sinem’i de oyuna dahil ettim. Soyunmalı şişe çevirme oyununda ilk Sinem çevirdi, şişenin ucu bana geldi, gömleğimi çıkartarak şişeyi çevirdim. Her çevirme sonrası içimizden birisinden kıyafetler çıkıyordu, kısa sürede üzerimizde pek birşeyler kalmamıştı. Ben tamamen çırılçıplak kaldığımda oyundan çıktım, o an Sinem’in üzerinde sadece tanga külotu kalmıştı, Mert ise üzerinde boxer ile kalakalmıştı. Mert ve Sinem oyuna devam ettikleri sırada Mert şişeyi çevirdiğinde şişenin ucu Sinem’de durdu. Üzerinde kalan son kıyafetini çıkartmak üzere ayağa kalktığında Mert’in önündeki kabarıklığı ilk olarak Sinem fark etti ve gülümseyerek tangasını çıkarttı. Karım sonunda benim gibi çırılçıplak kalmıştı ve ortamda sadece Mert’in üzerinde kıyafet vardı, oda sadece boxer ile duruyordu yani, pek bir kıyafet denilemez :). Karım ortada çırılçıplak beklerken memelerinden gözlerimi alamıyordum. Her ne kadar istediğim zaman sikebilsemde yanımızda Mert varken karımın çekiciliği benim gözümde kat kat artmıştı resmen. Karım üzerindekini çıkarttıktan sonra bir süre odada sessizlik hakim oldu. Bir birimizi izliyor ve gülümsüyorduk. Sonunda ben “evet Mert, galip gelen sensin bu yüzden cezalarımızı ver bakalım” dedim. Düşündü düşündü ve “bir şey gelmiyor aklıma” dedi. Mert bir ceza bulamayınca “o zaman müzik aç bakalım” dedim. Odanın içerisinde bulunan laptop’tan slow bir müzik açtı. Sinem’in elini tuttum ve müzik eşliğinde dansa kaldırdım. Çırılçıplak dans etmeye başladığımızda taş gibi olan yarağım Sinem’in amının tam üstünde zonkluyordu. Yarrağım sertleşince Mert gülümseyerek bizi izlemeye devam etti. Karımın göğüsleri vücuduma yapışmıştı. Mert’i çağırdım yanımıza, “galip olarak sen devam et bakalım” diyerek karımı Mert’in kollarına teslim ettim.. Heyecandan titriyordu, kocasının hemen karşısında çırılçıplak bir kadınla dans ediyordu. Ayağa kalktığında Mert’in yarrağı dahada belirgin bir hal almıştı. Karım gözlerini bir an olsun Mert’in kocaman yarrağından ayıramıyor ve dans etmek için sarıldığında gözlerini kapatarak Mert’in yarrağının vücuduna dokunmasından büyük bir haz alıyordu. Ben bunu fark edince “ama böyle adil değil, sende çıkar boxırını artık hepimiz eşit olalım” dedim. Mert bir çırpıda boxırını çıkarttı ve işte tam o anda sertleşmiş yarrağı meydana çıkıverdi. Sinem’in gözü önünde kalkmış iki tane yarrak duruyordu, haliyle karım bu durumdan oldukça etkilenmişti, bunu gözlerinden anlayabiliyordum. Ben kenarda bunları izlerken karım ve Mert dans etmeye, oyun havası açarak çırılçıplak oyun oynamaya başladılar. Sinem bir anda müziğe kendini kaptırıvermişti. Karım keyiften uçarken Mert ve ben tekrar yere oturduk ve karımın sarhoşluktan kendinden geçişini izlemeye başladık. Bir ara Sinem gözlerini Mert’in ve benim sertleşmiş yarraklarımıza çevirdi. Karşısında sertleşmiş bir halde oturmamız onun ilgisini çekmiş olacak ki oyununa ara vererek yanımıza gelip tıpkı bir dansöz gibi figürlerle kıvırmaya başladı. Hani dansözlere para takılırya, o şekil eğildi, tam o sırada dudağından bir öpücük aldım. Sinem “olmazz aşkım getir bakalım paracıkları” dedi kahkayla. Aynını Mert’e de yaparken dengesini kaybetti ve tam düşerken Mert karımı belinden yakaldı. İkisi yavaşça yere düştüklerinde karım Mert’in yarrağına dokunmaya başlamıştı. Sinem altta Mert üstte bir 5-10 saniye öyle kaldılar. Artık daha fazla ayakta durmasını istemediğim için “aşkım otur artık, ayakta duramıyorsun” diyerek gülümsedim ve kolundan tuttuğum gibi kanepede oturttum.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın