%100 Gerçek Ensest Anilarim Bolum: 11 Ozge Yengem

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

%100 Gerçek Ensest Anilarim Bolum: 11 Ozge Yengem

Ders bitmiş, okuldan çıkıyorduk

İlayda;

-Aşkım ben Melisa ile eve geçiyorum.
-Tamam canım ben çocuklarla takılacağım.

Ferhat;

-Nereye gidiyoruz?

Mete;

-Nereye olacak, mekana
-Yok kanka bizim kumsala gidiyoruz, hem enli enince konuşuruz şu konuyu.

Mete;

-Olur abi atlayın arabaya.

Zeki arkamızda kalmıştı;

Zeki;

-Hacıoğlu beni de eve atıver be

Mete;

-Yolumuz o tarafta değil ki Zeki, bin taksiye git.

Zeki;

-Alla alla, kaç gündür ekiyosunuz beni, ne haltlar karıştırdığınız belli değil, ne eve atıyonuz ne yanınıza alıyonuz.
-Gel Zeki gel.

Zeki koşarak geldi yanımıza;

Mete;

-Oğlum gelmesin kızlara gider anlatır bu salak ne konuştuysak
-Bekle ya gelsin bir.

Zeki;

-Söyle Kuzey’in oğlu, ne vardı?
-Zeki şimdi bizim gideceğimiz yerde bir sürü başı boş köpek var, o yüzden sana gel demiyoruz, ha gelirim korkmuyorum dersen geç bin arabaya.
-Haa öyle diyorsun, yok Kuzey’in oğlu ben almayayım size iyi eğlenceler. Ben şuradan taksiye biner giderim eve. Hadi bay bay.

Mete;
-Saf lan bu.
-Yazık oğlum, hadi gidelim.

Arabaya bindik eve gidiyorduk cep telefonum çaldı Aysel yengem arıyordu.

-Efendim yenge?
-Kuzum ne yapıyorsun çıktın mı okuldan?
-Çıktım arkadaşlarla dışarıda takılacağız hayırdır yenge?
-Veysel abinler beklemedi, eniştem hayvanları beğenmemiş yoldalar geliyorlar, biz akşama köye gideceğiz haberin olsun.
-Hadi ya keşke kalsaydınız.
-Olsun kuzum bir ayağım sende artık, sende ihmal etme yengeni gel git köye, belki akşama görüşemeyiz.
-Yok ben geçirmeye gelirim seni kumsalda olacağız zaten.
-Peki kuzum öptüm

Mete;

-Ne oldu abi?
-Bir şey yok kardo yengemler köye dönecekmiş de bugün
-Anladım, ne yapıyoruz şimdi?
-Şuradan bir tekele uğrayalım sigaram yok.

Tekele girdik, birkaç içki ile sigara aldım. Kumsala gitmiştik, oturduk çekirdeklerimizi açtık, biralarımızı yudumluyor, hava sıcak olduğu için kumsalda baya insan vardı, onları izleyerek konuşmaya devam ediyorduk;

Ferhat;

-Kuzey iyi hoş biz şimdi bu planı devreye sokacağız da ya bu çocuk delirir, bir şey yapmaya kalkarsa.
-Hiçbir şey yapamaz, sapık ruhlu herifin teki, hem siz demediniz mi annesini yatakta bastı diye

Mete;

-Evet bastı hatta babası da kabullendi durumu. Berkant anlatıyordu yakın arkadaşlarına bu annesi Esma ile babası aralarına çift alıyor, yeri geldiğinde kocası bunları izliyormuş.

Ferhat;

-Deme be…
-Ne oldu aşık mı oldun yoksa karıya? Diye lafa girdim.

Ferhat;

-Yok artık amına koyayım, şaşırdım sadece, kadın çok azgın, iştahlı tamam ama bu kadarını beklemiyordum.
-İyi ya abi açık ve net söylüyorum benim annem Esma gibi bir kadın olacak, ben onu sikişirken yakalayacam, artık başka gözle bakmaya başlardım kimse kusura bakmasın.

Mete;

-Valla ne yalan söyleyeyim bende bakardım.
Ferhat;

-O zaman biz Berkant’a harbiden ödül veriyoruz.
-Biraz öyle eğer annesine karşı duygu besliyorsa, bayram edecek çocuk.

Mete;

-Ya bunlar ana oğul sikişiyorsa?
-Sanmam oğlum çocuk neden psikopat gibi hayat kadınlarına taksın kafayı.

Ferhat;

-Bence bu çocuk annesini sikmeyi hayal etmiş ama başaramamıştır. Sonuçta babası bile karısını siktirirken izleyip 31 çekiyor.
-Artık bunu annesini sikerken videoyu izlediği zaman anlarız bakalım ne yapacak?

Mete;

-Oğlum çok sıcak lan keşke şort getirip denize girseydik.
-Ev burada oğlum gelsenize benimkilerden giyin girelim.

Ferhat;

-Hadi kalkın o zaman yandım amına koyayım.

Kalkıp eve gittik, kapıyı kardeşim Simay açtı.

-Yengemler nerede?
-Alışverişe gittiler
-Veysel abiler geliyordu?
-Yarın gelecekler artık.
-Tamam.

Sevinmiştim yengem bu gece de bizde kalacaktı ama neden beni arayıp haber vermedi diye telefonuma baktığımda mesaj atmıştı;

-Kuzum köye yarın gidiyoruz, Şuan Özge ile alışverişteyiz.

Çok sevinmiştim.

-Beyler geçin eve, bakalım benim şortlardan.

Mete;

-Oğlum eviniz çok güzelmiş lan.
-Eyvallah kardo.
Benim deniz şortlarından vermiştim ikisine de denk gelmiş. Mete biraz kısa boylu olduğu için kapri gibi olmuştu şort. Cüzdanlarımı vs. eve bırakıp çıktık. Yanımıza havlu, terlik aldık çıktık kumsala. Hava o kadar sıcaktı ki çılgınlar gibi yüzüyorduk. Mete bir tane kızla tanışmış onunla yüzüyor. Biz Ferhat ile konuşuyorduk.

Ferhat;

-Götü yere yakın olandan korkacan abi, baksana götürüyor kızı adam.
-Hahaha sende üç bacaklısın oğlum sende götür.
-Esma orospusuna anca yetiyorum enerjiyi harcamayalım şimdi.
-Hahaha hadi lan,

Bir süre yüzdükten sonra, kumsalda bulunan duşa girdik su dökündük, Eve gideceklerdi artık. Bizim eve gidip kıyafetlerini giydiler. Arabaya binip gittiler, tam o sırada Aysel ile Özge yengem gelmişti. Ellerinde bir dünya poşetler vardı.

-Mağazayı mı satın aldınız? Ne bu poşetler verin ben taşıyayım.

Özge yengem;

-Of kollarım koptu ya. Al kuzey al, ay çok yoruldum.

Oturmuştu garajın önüne. Aysel yenge benimle poşetleri taşıyordu içeriye girince yanına yaklaştım.

-Kız neler aldın böyle?
-Görürsün,
-İyi gece gel odama da göreyim.

Koluma vurdu, poşetleri salona koyuvermiştim. Aysel yenge;

-Yavrum ben duş alacam söylersin Özge’ye.
-Tamam yenge.

Yanağından öpmüştüm.

-Dur Özge geliverir.
-Gelmez,

Dudaklarından öpmüştüm. Kendini geriye çekiyordu çocukların sesini duyduk, yengem uzaklaştı yanımdan. Dışarıya Özge yengem’in yanına gidip oturdum sigara mı yaktım;

-Nasılsın?
-İyi,
-Tuvalette söylediklerim için özür dilerim kızgınlıkla çıktı ağzımdan.
-Alıştım artık iğneli laflarına sorun yok.
-Bende tokatını yemeye alıştım, günde bir doz almazsam içim rahat etmiyor.
-Kuzey tokat atacak halde değilim bak laf sokacaksan sonra sok.
-Bir şey sokmayacam.
-İğrençleşme, diyerek omuz attı.
-Neden söylemedin?
-Neyi?
-Biliyorsun neyi olduğunu? Neden peçete gibi attın kenarıya beni?
-Kuzey biliyorsun, zaten pişmanlık duyuyordum. Dayına tekrar şans vermek istedim.
-E şimdi dayımla olmadı ne yapacaksın?
-Gittiği yere kadar devam edeceğim dayınla, lütfen imalı konuşma iki tane çocuğum var kimseyi istemiyorum, başka adamla seks yapmakta istemiyorum o tür konuları açma bile bana
-İnşallah öyle olur.
-Sen aşık mısın peki hala bana?
-Değilim sanırım, öyle olsa İlayda’yı koluma takmazdım.

Koluma sarılıp başını omzuma koydu;

-Peki eskisi gibi yengen olabilir miyim?
-Eskisi gibi? Seni hayal ederek 31 çektiğim günleri mi diyorsun? Sana aşık olduğum sürekli aklımda seni düşündüğüm günlerimi? Ben seni hiç yenge gözüyle görmedim ki.
-Of kuzey gerçekten bende seviyorum seni
-Nah seviyorsun amına koyayım neyse ben içeri gidiyorum.
-Kuzey! Lafı sokup gitme, seviyorum seni, hem dün tuvalette demedin mi haklıydın seninle nereye kadar gidecektik diye onca şey söyledin senin yüzünden sabaha kadar ağladım diyorum.

Yanına gittim oturdum tekrar;

-Bende seni seviyorum hala, ama kinliyim Özge sana karşı, gerçekten o kadar aşıktım ki sana, bir anda yıktın attın herşeyi, bilmiyorum zamanla ne olur, şuan bir şey hissetmiyorum sana karşı.

Yalan! Aslında deliler gibi özlemiştim, o kokusunu içime çekmek,koynumda sabaha kadar uyutmak, o tatlı amını yalamak sikmek istiyordum ama bir o kadar da sinirliydim ki ona karşı. Moralim bozulmuştu bu konuşmadan sonra. Odama çıkıp duş alacaktım. Salonda yengemi göremeyince hala odasında diye düşündüm kapısına gidip araladım kapıyı.

İçeriye girdiğimde su sesleri geliyordu, belli ki duştaydı yengem. Üstümdeki tişörtü çıkartıp attım yatağa, kapıyı kilitledim, altımda ki şortu da çıkarttım, boxer ile duşa kabinin kapısını açtım. Yengemin yüzü köpüklüydü arkasından sarıldım.

-Çok özledim seni.
-Ayy kuzey beni korkuttun geceyi bekleyemedin mi?
-Yok bekleyemedim, zaten bugün gidiyorsun sandım. Kara kara nasıl sikecem bu kadını diye düşünüyordum.

Yüzüne su tuttu bende ıslanmıştım, altımda ki boxer’ı çıkartıp sikimi kalçalarına sürtüyordum;

-Belli çok özlediğin direk gibi olmuşsun,
-Evet, sokayım mı bu direği yengemin güzel amına.
-Sok canım.

Önümde domalmış götünü aralamıştı. Sikimi elime alıp o ıslak amına sokmaya başladım sikimi, belinden tutup kendime çekiyor, hızlı hızlı git gel yapıyordum. Üzerimize su akıyor, ıslak vücudumuz birbirine çarptıkça sesler yankılanıyordu, yengem inlemeye başlamıştı. Duvara yasladım yüzünü, saçlarından tutup kendime çekiyordum. Sikimi öyle bir pompalıyordum ki, yıllardır hiç seks yapmamış gibi, yengem duvara yapışmış ellerini açmıştı, kollarını, sırtını öpüyor, omuzlarını ısırıyordum.

-Oh kuzey, sik yengenin amını,
-Sikiyorum, doymuyor amın sike,
-Ohh doymaz, yanıyo amım götüm.
-Götün nasıl oldu geçti mi acısı?
-Geçti geçti hadi sik götümden de.

Kucağıma aldım. Sırtını duvara yaslayıp amına köklüyordum. Dudaklarımı ısırıyor, saçlarımı çekiyordu. Suyu kapatıp kucağımda yatağa götürdüm. Ayakta domaltıp amına sokmaya devam ediyordum.

Yengem altımda orospu gibi inliyor, o inledikçe kalçalarını tokatlıyordum

-Oh kuzey yavaş sik Özge duyacak şimdi
-Duysun canı çeker belki sen gibi oda siktirir.
-Manyak çocuk, benim amım yetmedi Özgeye mi göz diktin.
-Yemeyenin malını yerler yenge. Bak Veysel abi yiyememiş ben yiyorum bu amı.

İnlemeleri artıyordu seviyordu orospu böyle sert konuşmaları. Amından sikimi çıkartıp yatağa oturdum. Bacaklarını ayırıp kucağıma oturdu. Memelerini ağzıma sokuyor, emmemi istiyordu, öyle bir iştahla yalıyordum ki zevkten kıvranıyordu. Sikimi tutup amına soktu. Kucağımda zıplıyordu. Bacaklarım ağrımıştı, yere çömeltip sikimi ağzına verdim. Köpek gibi yalıyor 31 çektiriyordu, kaldırıp yatağa yatırdım. Bacaklarını ayırdım amına sokmaya devam ediyor, hızlı hızlı sikiyordum. Halim kalmamış oluk oluk tüm döllerimi amına akıtmıştım.

Zevkten hala inliyordu

-Ohh sıcak sıcak boşaldın mı yengenin amına
-Boşaldım. Gece de sikeyim mi yengemin amını?
-İstediğin zaman sik canım.

Dudaklarını öpüp boxer’ımı şortumu giydim. Üstüme tişörtümü giyip kapının kilidini açtım. Yengem amında ki dölleri temizlemek için tekrar banyoya girdi. Özge yengem yoktu etrafta mutfağa iniyordum su içmek için yengem yere bir şey dökmüş onu temizliyordu.

Yengemin eşofmanı sıyrılmış, külotun kopçası kopmuş, çatalı gözüküyordu, bir süre arkasında durdum o bana aldırış etmeden bembeyaz götünü bana sergiliyordu. Yanına yaklaştım elimi eşofmanın arasından götüne soktum elimi. Korkarak irkildi öne doğru attı kendini

-Aklımı aldın be öküz, ses etsene.
-Ne yapayım özlemişim bembeyaz götünü, görünce dayanamadım. Hem nasıl külot o öyle kopçası kopmuş
-Küçük aldım herhalde
-Yok göt büyümüş senin, bu kadar değildi bu
-Kilo mu aldın diyorsun sen?
-Bilmem böyle belli olmuyor, bakalım mı almış mısın?
-Yok bakmayalım canım. Terledim zaten hadi denize girelim.
-Olur Aysel yenge?
-O bakalak olur çocuklara.
-İyi madem hadi hazırlan

-Aysel biz Kuzey ile denize girecez. Çocuklara bakıver valla çok terledim. Diye bağırdı üst katta ki Aysel yengeye.

-Tamam kuzum gidin siz, ben buradayım. Yemek hazırlayayım siz gelesiye.

Yengem odasına gitmiş hazırlanıyordu, bende hala deniz şortu olduğu için dışarıya çıkıp arabamın yanına gittim, sağını solunu kontrol ediyordum.

Yengem kapıdan çıktı yanıma geldi;

-Hadi hazırım ben,
-Tamam geç arabaya.
-Araba? Aşağıda ki kumsala gitmeyecek miyiz?
-Orası kalabalık uca gidecez, yürüme yoruldun zaten.
-Çokta düşünürmüş yengesini.
-Tabii canım yengem her ne kadar ağzıma sıçsada.

Arabaya bindik, kumsalın en ucuna tenha bir yer aramak için sürüyordum arabayı, bir yer gördüm kimse yoktu, arabayı durdurdum, indik çantasını aldım elinden.

-İçine mi giydin bikiniyi?
-Evet, kumsalda bir yere oturalım çıkarıcam tişörtü.
-Peki,

Tişörtümü çıkartıp attım arabanın içine kumsala doğru gidiyordum, yengem arkamdan yavaş yavaş geliyordu.

Kumsala uzandım, yengem üzerindeki tişörtü çıkarttı, iri memeleri bikiniden dolup taşıyordu, altındaki şortla girdi denize, ben uzandığım yerde onu izliyordum;

-Kuzey! Kuzey! Gelsene su çok güzel.

Denizin içinde beni çağırıyordu, gözlüklerimi çıkarıp ona doğru yürümeye başladım, denizin kıyısına geldi, elimi tutup suya soktu beni, el ele tutuşmuş denizin ortasına doğru sığ bir yere gidiyorduk, baya ilerledik, kıyıdan uzaklaşmıştık, yengem yüzmeye başladı bende onunla yüzüyordum. Bir süre sonra arkama baktığımda yengem suyun dibine batıp çıkıyor, “Kuzey yardım et” diye bağırmaya çalışıyor, bolca su yutuyordu. Panikle ona doğru yüzmeye başladım, çok hızlı kulaç atıyordum. Belinden tutup sarıldım, suyun dibinden çıkarttım,

-Özge! Özge iyi misin? Özge! Cevap ver?
-Hahahaha!

Bolca kahkaha atıyordu. Elim belinde şaşkın surat ifadesi ile ona bakıyordum.

-Ödeştik kuzey bey.
-Aklımı aldın kızım ne yapıyorsun amına koyayım ya.

Eliyle boynuma sarıldı;

-Neden? Üzülür müydün boğulsam?
-Salak salak konuşma amına koyayım her halde üzülürüm.

İyice sarılmıştı bana;

-Onca laftan sonra, yaptıklarımdan sonra da mı üzülürdün?
-Üzülürdüm diyordum, nefes nefese kalmıştım.

İyice sarıldı, yanaklarımdan öptü;

-Madem seviyorsun bu kadar beni neden uzak duruyorsun? Neden üzüyorsun beni?
-Senin yaptıklarına karşı mı? Özge sana olan aşkımı öldürdün sen benim. Küçüklüğümden beri hayran olduğum kadını tanıyamamanın üzüntüsüyle delirdim her gün ben.
-Yemin ederim kuzey bende çok düşündüm o çocuk dünyaya gelse, “Kalk gidelim Kuzey” derdim ama Allah’ın taktiri, düşük yaptım. Çocuklarım için yuvam dağılmasın istedim. Ama dayın Almanya’dan geldikten sonra çok değişti, sınırlarımı çok zorluyor. Dayanamıyorum
-Gel çıkalım sudan.

Deniden çıktık güneş batıyordu artık, kumsalda tişörtünü giydi yengem, şezlonga oturduk konuşmaya başladık;

-Nasıl sınırlarını zorluyor anlat bana?
-Yatakta hiç istemediği şeyleri istemeye başladı, ben gerçekten seksin bile en güzelini seninle yaşadım, ama dayın zorladıkça midem bulanıyor, içim götürmüyor, arkadan yapmaya çalışıyor, istemiyorum canım acıyor diyorum vuruyor…

Sinirle ayağa kalkıp kumu tekmeliyordum;

-Lan nasıl vuruyor?
-Baya canımı acıtana kadar vuruyor.

Sırtını döndü, mosmor olmuş sırtı, kızarıklıklar vardı.

-Bunu sana dayım mı yaptı?

Ağlamaya başladı, başını omzuma koyup hüngür, hüngür çocuk gibi ağlıyordu.

-Sırf tehditleri için susuyorum kuzey, “bir gün ansızın çocukları alır kaçarım, yüzlerini dahi göremezsin, hasret bırakırım seni çocuklara” diyor. Ben çocuklarım için senden vazgeçmiş, seni aylarca üzmüş insanım. Dayının dediklerini nasıl yapmam?
-Yahu kadın! Bana neden gelip söylemedin? Hadi beni adam yerine koymuyorsun, babama neden anlatmadın durumu, hadi o erkek gidip anneme neden anlatmadın?
-Nasıl anlatayım? Çocukları kaçırmasından korktum, ve çok utandım. Sen desen yüzüme bakmadın aylardır, triplerdesin, sana da hak veriyordum beni dinlemeden ön yargılı davrandın. Çocuğu istemediğim için düşürdüğümü sandın.

Ben sinirden ellerimi ısırıyor, kumları tekmeliyordum.

-Benimde adım Kuzey ise bu şerefsizin yanına bırakmayacam bu olayı.
-Lütfen bir şey yapma kuzey. Çocuklarımı kaçırır, ben çocuklarım olmadan yaşayamam!

Hüngür, hüngür ağlıyordu.

-Üzülme kimse alamaz o çocukları senden, ayrıca onlar benim canım ciğerim, fizana da gitse bulur getiririm lütfen sen taviz verme bu şerefsize, ben babamla konuşacam bu konuyu.
-Hayır kuzey yüzüne bakamam eniştemin. Ne diyeceksin? “zorla yengemi sikmeye çalışıyor dayım” mı diyeceksin?
-Öyle demeyeceğim tabii ki de…
-Durum bu ama lütfen bırak, zaten hayat bana zehir…

İçimden dayımın dünyasını zehir edeceğim diyordum.

-Hava esiyor, hadi kalk eve gidelim.

Arabamın yanına doğru gittik, telefonumun ışığı yanıyordu, Aysel yenge aramıştı 5 kez. Aysel yengemi aradım;

-Alo yenge aramışsın denizdeydik?
-Kuzum hadi gelmiyor musunuz? Yemek hazır.
-Geliyoruz yenge.

Özge yengem;

-Ne diyor?
-Yemek hazırmış bekliyor.

Gözyaşlarını ellerimle sildim. Yanaklarından öptüm arabanın içinde.

-Ağlama lütfen ben sana baştan söz verdim seni bırakmayacağım, sahip çıkacağım diye.
-Biliyorum, hep benim salaklığım…
-Şşşt tamam ağlama…

Arabayı eve doğru sürüyordum. Eve geldik, kapıyı çocuklar açtı, içeriye girdik. Yengem üstünü değiştirmek için yukarıya çıktı. Bende onunla çıkıp odama gidip üstümü soyundum. Aysel yenge mutfakta sofrayı kuruyordu.

Benim yemek yiyecek iştahım bile kaçmıştı,

-Ben dışarıya çıkıyorum.

Aysel yengem;

-Kuzum nereye yemek yeseydin?
-İştahım yok yenge.
-Bak hele dayınlar bugün geliyormuş yoldalarmış.

Kapıyı çarpıp çıktım hemen babamı aradım;

-Alo dayım yanında mı?
-Evet oğlum yanımda, geliyoruz yolda…

Telefonu kapatmıştım babamın yüzüne, arabama atlayıp sinirle gaza basıyor, içecek bir bar bulmak için Kuşadası’na gittim. Barın birine girdim, geçtim içkimi söyledim.

Berkant oradaydı yanıma geldi;

-Ooo kanka hoş geldin iyi bellledin bu mekanı sen ha,
-Oğlum hemen dönmüşsün piyasaya formunu yarına sakla bak sana bomba sürprizim var.
-Ya senin amına koyayım, çatlattın zaten meraktan hatunu merak ediyorum oğlum gün geçmiyor duramadım evde, buraya geldim.
-İyi yaptın geç oturalım bir yere,
-Gel kanka hatunların yanına
-Oğlum bak kimseyi sikecek enerjim yok ona göre,
-Yok be moruk gel oturacaz.

Kızların yanına gidip oturduk Berkant içki tepsisiyle geldi yanımıza sigaramı çıkartıp yaktım,

Piste çıkıp dans ediyordum, iyice kafam zoom olmuştu, kızların adını bile sormamıştım, hiç alıcı gözle de bakmamıştım. O kadar sinirliydim ki, pistte omzuma çarpan adama;

-Önüne baksana amına koyduğum, Diyerek tokat atmıştım, adam ne olduğunu şaşırmış, yere kapaklanmıştı.

Berkant koştu geldi yanıma;

-Oğlum ne yapıyorsun? Neden vurdun duran adama?
-Durmuyor ki amına koyduğumun kangurusu zıp, zıp rahatsız oldum amına koyayım.

Adam yerden kalkıp suratıma yumruk atmıştı, benim kafam iyice dönmeye başladı, yere düştüm. Gözlerimi kaldırdığımda ortalık savaş alanına dönmüş, Berkant adamı sağdan sola fırlatıyor, güvenlik Berkant’ı kucaklıyor, dışarıya çıkarmaya çalışıyordu. Güvenliğin kollarından sıyrılan Berkant kolumdan tutup dışarıya çıkarttı beni,

-Kuzey yürü amına koyayım polis falan gelmeden gidelim adamların da başını ağrıtacan.

Berkant beni arabaya attı, gaza bastı, bardan silah sesleri geliyordu.

-Ne oluyor amına koyayım savaş mı çıkarttım laaan ahhahaah.

Sarhoş sarhoş saçmalıyordum.

Berkant;

-He amın oğlu, gittin godoman adamı yere serdin, adam taşşaklı, oda yetmedi birde ben dövdüm adamı yediremedi tabi,
-Amına koyayım bıraksaydın niye dövdün adamı?
-Lan ne dalyaraksın adam silah çekti görmedin mi?
-Vay amını yurdunu sikeyim mertlik ölmüş aga.
-Sikeyim mertliği sizin ev nerede
-Ne bileyim amına koyayım burası neresi?
-Oğlum evin yolunu unuttun hay sikeyim.
-İndir burada beni indir.
-Emin misin Kuzey? Bulabilecen mi evin yolunu?
-Sikeyim bulurum at beni.
-Peki adamım yarın görüşürüz.

Sağda durdu indim arabadan. Biraz ilerledikten sonra açık tekel buldum. İçeriye gittim;

-Dayı bana bir paket sigara, bir tane de bira versene.

İstediklerimi uzattı, 50 lik atıp çıktım tekel den biramı açtım, içerek yürümeye başladım ama ayakta duracak halim yoktu, çok yorulmuştum saat kaç onuda bilmiyordum. Kolumu kaldırıp bakmak bile aklıma gelmiyordu. Baya turladıktan sonra evi gördüm, evin kapısına gittim. Saat kaç bilmiyorum ama kapıyı çalmak olmazdı. Kapının önü ayakkabı doluydu. Belli ki gelmişti şerefsiz. Cebimden anahtarı çıkarttım deliği bulamıyordum ki amına koyayım. Küfür ede ede, zor da olsa açtım kapıyı. Zifiri karanlıktı içerisi, yan tarafta duran vazoya çarptı ayağım tam düşerken tuttum. Yerine koyup ceketimi attım orta yere, yukarıya çıktım. Odama gidecektim. Ama şerefsiz dayım geldiyse yengem? Ya kadına zorla sahip olmak istiyorsa? İyide ne yapabilirsin amına koyayım? Ya yengeme yine vuruyorsa? Kadının sırtını nasıl morartmış lan öyle? İçim içimi kemiriyor, kendimi doldurup iyice sinir oluyordum. Özge yengemin kapısına kulağımı dayadım. Ses gelmiyordu, iyice yaklaştım kapıya…

Oda ne?, fısıltı ile yengem; “dur yapma erdem yalvarrım ahh erdem acıyor yalvarıyorum yapma”, dayım olacak şerefsiz; “sus orospu, doğru söyle siktirdin mi kendini ben yokken? Hah? Siktiler mi bu amı çaaat” o çaat sesinden sonra yengem ağlamaya başladı. Kadına vuruyordu? İçimden şimdi seni doğuran ananın amına koydum dedim. Kapıya elimi attım kilitli açılmıyordu. Biraz zorladım. Bir daha “çaaat” sesi geldi. İnanın değerli okurlar öyle gözüm döndü, kendimi kaybettim. Kim uyuyor, evde kim var demedim, “LAAAN SENİN AMINA KOYARIM” diye bağırdım. Gerildim kapıya bir omuz attım açılmadı, dayım içeriden “NE OLUYOR LAN?” dedi ben de “AÇ LAN KAPIYI OROSPU ÇOCUĞUU” tekrar gerildim kendimi sıkarak kapıya tüm gücümle yüklendim. Kapı duvara vurarak açıldı, hemen içeriye attım kendimi, dayım yengemin üstünde eli havada belli ki tokatlıyordu yengemi. Yengem eliyle yüzünü kapatmış ağlıyordu, üstü çıplak, pikenin içindeydi. Dayımın üzerine koştum. Yatağın üstüne atladığım gibi dayımın boğazlarını sıkarak çektim aldım yengemin üstünden.

-Senin amına koyarım. Sen nasıl vurursun lan kadına.

Dayımın suratına öyle bir yumruk indirdim ki ağzı kan içinde kalmıştı.

-Kalk amına koyduğum kalk hangi elinle vuruyordun lan? Hangi elin havadaydı? Sol elin mi sağ elin mi? Konuş lan amına koyduğum.

Dayımı saçlarından tutup kaldırdım. Ağzını tutuyor olanlara anlam veremiyordu, bir tokat yapıştırdım dayıma, yere düştü tekrar.

-Kalk amına koyduğum kalk hangi elinle vurdun dedim?

Yerde bir tekme salladım suratına gelmişti. Salonda sesler gelmeye başlamıştı. Herkes uyanmış;

-“Ne oluyor? O gürültü ne hırsız mı girdi?, ayy çocuklar geçin içeriye”, yok ya hırsız mı? Özgenin odasından geliyor ses”

Dayıma bir tekme daha salladım.

-Oğlum bu gece azrailin olacam lan senin kimse alamayacak seni elimden.

Kafasından tutup kaldırdım yukarıya bir kafa attım. Kolundan tutup sürümeye başladım. Kapıda Veysel abi babam yengem, annem vardı

Veysel abi;

-Yeğenim ne bu gürültü ne oluyor? Erdem ne bu hal? Oğlum ne oluyor?
-Veysel abi Allah’ını seveyim kaçılın şuradan. Yürü lan orospu çocuğu kimse kurtaramayacak seni bu gece elimden. Kolundan tutup fırlattım dayımı merdivenden, yuvarlanarak düştü. Herkes şok içinde bizi izliyordu. Babam arkamdan koştu;

-Kuzey paşam sorun ne neden kavga ediyorsun dayınla? Oğlum yapma nereye gidiyorsun?

Veysel abi koşuyordu merdivenlerden güven abide koşup geldi Veysel abinin yanına.

-Kuzey koçum dur gözünü seveyim, anlat hele olay ne.
-Abi Allah kitap aşkına kapatın kapıyı girin içeriye yengeme bakın siz, bırakın şu orospu çocuğunu bana. Yürü lan amına koyduğum.

Götüne tekme atıp düşürdüm dayımı, ayağa kalkacak hali yok ki karşılık versin konuşmuyordu bile.

Arabaya bindirdim yarı baygındı. Cebimden anahtarı çıkartıp çalıştırdım. Son sürat gazladım. Telefonumu bile almamıştım yanıma ceketin cebinde evde kalmıştı;

-Dayı, dayı, ah dayı vah dayı, amına koyduğumun şerefsizi, amına koyduğumun orospu çocuğu.

Saçını asılıp kafasını sallıyordum.

-Sen o kadını nasıl tehdit edipte sikmeye çalışırsın lan? Hadi sikmeye çalıştın zorla sahip oldun kendi karına, sen benim yengeme, bir taneme nasıl vurursun lan. Hah? Konuşsana orospu çocuğu.

Kafasını arabanın torpidosuna çarptım. Ağzı burnu kan içinde kalmıştı.

-Pis kanınla sıçtın lan arabanın içine. Bekle sen bekle götünü sikecem senin.

Dayımı ağaçlık bir alana götürdüm. Arabayı park ettim yol ağzına. Kapısını açtım, saçlarından tutup çıkarttım. Bir yumruk daha salladım. Yere düştü tekrar. Kolundan tutup sürümeye başladım ağaçların içine doğru gittik. Elimi yüzümü avuçluyor sinirden adamı öldürmemek için kendime hakim olmaya çalışıyordum. Ama nafile;

-Lan sen yengeme nasıl vurur, nasıl canını yakarsın lan! Hangi elinle vurdun lan çabuk göster?

Dayımdan tepki yok ağlıyordu. Yeğenim yapma bile demeye hali yok, sokak köpeği gibi ağlıyordu.

-Sen şimdi söylemiyorsun öyle mi hangi elinle vurduğunu yengeme? Bekle orospu çocuğu. Suratına bir tekme yapıştırdım. Bayılmak üzereydi neredeyse bağırıyor, ağlıyordu. Deli dana gibi etrafıma bakınıyor, kalın bir sopa arıyordum ama yoktu. Biraz ilerledim ağaç dalından düşmüş sanırım, kalın bir odun vardı. Aldım onu elime dayımın yanına gittim.

-Son kez soruyorum yengeme hangi elinle vurdun? Söylemiyor musun? Tamam sen orospu çocuğusun iki elinle de vurmuşsundur değilmi?

Dayımın ellerine basıyordum ayağımla. Sopayı havaya kaldırdım;

-Hani soruyordun ya yengeme vururken; “kime siktirdin kendini, kim sikti amını” diye

Sopayı aşağıya indirip yüzünü elimle tuttum, boğazını tutup yüzünü kendime çevirdim gözlerinin içine bakarak;

-Dayı karını ben siktim, hemde çatır çatır, sen daha Almanya’ya gitmeden önce başladım sikmeye, eee yemeyenin malını sikerler dayı, çatır çatır siktim inlettim altımda, o kadar zevk alıyordu ki tam unutmuştu seni paranın kokusunu aldın çıktın geldin. Hayatımızı siktiğin yetmedi, utanmadan geldin hazıra kondun, hadi para pulda değilim ulan sen kimsin? Daha yarrağın kalkmıyor karına, ilk günkü gibi amı vardı sike sike genişlettim. Senin sikemediğin ama koydum dayı. Ne oldu sustun? Hoşuna gitti mi karını sikmem? Sen şimdi bundan sonra siktir olup gideceksin ne olacak biliyor musun dayı? Bilmiyorsun söyleyeyim; Karını her gün, her bulduğum yerde sikcem dayı, haa en önemli şeyi unuttum. Lan karını hamile bıraktım biliyor musun?

Dayım üstüme saldıracak, ama kafası bile kalkmıyor ki ellerini kaldıramıyordu daha.

-Doğru duydun dayı, sike sike hamile bıraktım karını, 2 aylıktı 3 oluyordu şansa bak ki düşük yaptı. Yoksa geldiğinde ne karını ne çocuklarını asıl sen göremeyecektin. Ama sorun yok nasılsa karın artık benim yine sike sike hamile bırakırım onu. Hani tehdit ediyordun ya çocukları alır kaçarım yüzünü göremezsin diyordun, zorla sikmeye çalışıyordun ya karını. Dayı karın kendisi yatıyordu altıma, zevkten inleye inleye sikiyordum onu.

Arkamı döndüm sopayı tekrar havaya kaldırdım yerde duran elinin üstüne öyle bir vurdum ki, orman yankılandı dayımın bağırmasından sonra ses duymaya başladım, Veysel abi, babamın, Güven abi’nin sesiydi bu;

-Kuzey neredesiniz Kuzey!

Dayımın elini kırmıştım bayılmıştı artık acıdan, yere yığıldı tekmeliyordum, kafasını patlatacaktım o kadar öfkelendim, havaya kaldırdım sopayı arkadan Veysel abi sarılıp aldı sopayı elimden. Dayımı yerde yumruklamaya başladım. Güven abi sarıldı yere yatırdı beni zor zapt ediyordu. Ayağa kaldırdı karşıma babam geçti bir tokat yapıştırdı. Anca kendime gelmiştim gözüm dönmüştü resmen o tokat uyandırdı kendime getirmişti beni.

Güven abi çekti aldı beni kenarıya, ben yere oturdum. Bir sigara çıkarıp yaptım. Babam dayımın önüne eğilmiş kontrol ediyordu. Elini kafasına götürdü, “orospu çocuğu” diyerek tekmeyi yapıştırdı dayıma. Güven abi tuttu çekti babamı;

-Enişte dur Allah’ını seveyim ölecek adam.

Veysel abi de dayıma bir tekme salladı;

-Amına koyduğumun oğlu!

Güven abi;

-İyi öldürün adamı rahatlayın amına koyayım tutmuyorum sikerim. Kuzey bir cigara ver.

Paketi tutup fırlattım. Babam kolumdan tutup kaldırdı beni. Sarıldı.

-Oğlum keşke dinleseydim seni getirtmeseydim bu şerefsizi.

Veysel abi;

-Enişte Allah’ını seveyim geberteyim şunu şuracıkta?

Babam;

-Hayır, değmez Güven ambulansı ara.

Güven abi;

-Tamam enişte.

Ağaçların altına oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Dayımı yola indirmişler ambulans bekliyordu, baygındı gözlerini açamıyordu. Sanmayın dayıma üzüldüğüm için ağlıyorum. Aylardır canımdan çok sevdiğim kadını üzdüğüm, onu dinlemediğim, onun bu kadar acı çekmesini göremediğim için kendimi suçluyordum. Ama burada dursam elime ne geçecekti? Yengem nasıldı? Bir şeyi var mıydı? Arabama doğru koştum. Arkamdan babam ve Veysel abi sesleniyor, Güven abi dayımın yanında duruyordu.

-Kuzey oğlum nereye? Kuzey!

Hiç bir şey duymuyor, arkama dahi bakmıyordum. Arabama binip son sürat gazladım. Hemen eve gidip yengeme bakmayı düşünüyor, aklımdan onu çıkartamıyordum. Arabada haykırıyor, direksiyonu yumrukluyordum. Kendimi sakinleştiremiyor, hala o manzarayı gördükçe geriye dönüp o adamı daha çok dövmek istiyordum. Zor da olsa eve varmıştım. Arabanın kapısını dahi kapatmadan, eve koştum. Kapıyı yumrukluyordum. Aysel yenge açtı. Aysel yengenin omzundan tutup kenarı çektim. Merdivenleri 3’er, 3’er çıktım. Yengemin odasına gittiğimde annem yanında oturmuş konuşuyordu. Kafamı çevirdiğimde yatakta kan gördüm iyice deliye dönmüştüm.
-Anne çık odadan.
-Oğlum dayın nasıl?
-Anne “Dayımın anasının amına koyayım” çık dedim odadan! Ya hala bakıyorsun çık hadi çık, kolundan tuttum annemin kapıya doğru itiyordum.
-Ay oğlum dur kolum acıyor.
-Çıkın yengemle yalnız bırakın beni hadi, Aysel yenge sende gelmeyin odaya.

Kapıyı kapatmıştım suratlarına arkadan kilitledim. Yengemin yanına koşup sarıldım, hüngür hüngür ağlıyordum, yüzünü, saçlarını okşuyor yüzünü öpüyordum;

-İyi misin? Ne yaptı o sana? Vurdu mu? Nerene vurdu? Canın acıyor mu? Hastaneye gidelim hadi…

Yengem boynuma sarılmış hıçkırarak ağlıyordu.

-Kuzey canım çok yanıyor…
-Ne yaptı sana?

Konuşmuyor ağlıyordu. Yatakta kan vardı. Kapının kilidini açıp Aysel yenge ve annem ile yüz yüze geldim;

-Ne yaptı o hayvan yengeme? Söylesenize delirtmeyin insanı canım yanıyor diyor konuşmuyor yengem?

Annem;

-Oğlum sakin ol önce, bir şeyi yok yengenin iyi, ambulans çağırdık hastaneye gidecek şimdi…
-Lan ne hastanesi ne oluyor. Sen gel bakayım şuraya anlat bana…

Aysel yengenin kolundan tutup sürüklüyordum resmen, odama soktum kapıyı kapattım.

-Anlat ne yaptı?
-Kuzey, nasıl söyleyeyim
-Lan söyle işte! Diye bağırmıştım…
-Kuzum hayvan herif, yengenin makatını zorlamış, baş ucundaki bibloyu alıp makatına sokmaya çalışmış, yengen direnince de tokat atmış, yumruk atmış ağzını kapatmış.

Ben şok içerisinde dinliyordum.

-Ulan nasıl bir şerefsiz bu gebertecem onu…

Kapıya yumruk atıp, bir hışımla çıktım dışarıya. Tam arabayı çalıştırdım gazlıyorum Veysel abinin arabayla burun buruna geldik, hafif çarpmıştım. Babam indi arabadan açtı kapıyı yaka paça çıkarttı beni dışarıya…

-Oğlum nereye gidiyorsun bir sakin ol,
-Baba o şerefsiz…

Hüngür hüngür ağlıyor bir şey söyleyemiyordum.

-Biliyorum oğlum biliyorum. Güven açın yolu ambulans geldi…

Veysel abi kendi arabasını, Güven abi benim arabayı aldı çekti yoldan, ambulans geçip bizim evin önünde durdu. Ağlamaya devam ediyordum. Yengemin yanına gidecektim. Almadılar. Kapının önünde ayakta duruyordum. Aysel yenge kolumdan tutuyordu, Veysel abi güven abi dışardaydı. Yengemi sedyeye yüz üstü yatırıp, çıkarttılar içeriden. Ambulansa bindiriyorlardı. Yengemin elini tutuyordum. Ambulansa kadar bırakmadım. Ambulans ile annem gitti, peşinden Veysel abi ile ben gittik. Güven abi ile Aysel yenge evde kaldı. Yengemi hemen acile aldılar, makatında kalan bibloyu çıkarttılar, enfeksiyon kapmaması için salmadılar bir gün tutacaklarını söylediler. Annem siz gidin ben burada kalacam diyordu. Ben her ne kadar gitmek istemesem de babam;

-“Biz buradayız, annen burada korkma bir şey olmaz hem o dayının hesabını ben kesecem sen merak etme. Ne çok seviyormuşsun lan yengeni helal olsun aslanım benim. Hadi git eve Veysel abinle bende buradayım. Üstünü değiş doğru okula.”

Eve gittiğimizde sabah 7,30 olmuştu. Evin önünde İlayda vardı, Aysel yenge ile konuşuyordu. Beni görünce boynuma sarıldı.

-Aşkım neler olmuş böyle yengen nasıl?
-İyi canım iyi konuşuruz yolda.

Eve gidip üstümü değiştirdim hemen. İlayda’nın arabasının kapısını açıp bindim.

İlayda;

-Aşkım ben sürseydim yorgunsun?
-Bir şey olmaz geç hadi…

Okula vardık, arabayı park ettim. Sarılıyordu bana sımsıkı ama İlayda’yı görecek durumda değildim hiç aklım yengemdeydi.

Ferhat yanıma geldi, İlayda Melisa ile Zeki’nin yanına oturdu.

-Kuzey sabah beri arıyorum açmıyorsun.
-Görmedim ne oldu?
-Ne oldu diyor ya. Oğlum karı akşam 8 de bizim yazlıkta olacak, Berkant’a söyledim Kuzey alacak seni dedim.
-Hassiktir o olay vardı demi daha.
-Unuttum deme amına koyayım zaten heyecandan ölecem valla bir daha tamam demem
-Götverene bak, karıyı ayarlarken öyle demiyordun ya?
-Oğlum korkuyorum lan. Ana oğulu sikiştirmek ne demek?
-Berkant’ın yüz ifadesini çok merak ediyorum. Anasını sikerken gözlerini açacam onun.
-Bende çok merak ediyo… Ne diyon sen amına koyayım siktir git, karıyla başımı belaya mı sokacan?
-Korkma bir şey olmayacak git bir çay kap.
-Kuzey! Kuzey! Amına koyayım ya.
-Küfür etme çay getir lan. Götoş…

Mete;

-Buda Zeki ile takıla, takıla Zeki 2 oldu amına koyayım.
-Hayır bu karıyı nasıl sikti onu hala anlamadım.

Çayımızı içtik derse girdik. Gözüm telefondaydı çalmasını bekliyordum. Ders bitti hemen telefonu çıkartıp babamı aradım;

-Baba yengem nasıl?
-İyi paşam iyi, akşama çıkartırız dedi doktor.
-Oh, rahatladım. Yok demi bir şey?
-Poposunun üstüne oturamayacak bir süre, birde pansuman yapılacak sürekli, başka bir şey yok.
-Tamam baba, akşam geç gelebilirim.
-Takıl kafana göre, delilik yapma yeter.

İlayda’ya sarıldım sevinçle ilerliyordum. Berkant geldi kolunu omzuma attı;

Berkant;

-Akşam 8’de
-Tamam anladık amına koyayım konuşup durma kızın yanında.
-Tamam kardo, öptüm

İlayda;

-Akşam 8’de ne olacak canım?
-Takılacaz da onu diyor.
-Peki bakalım.

Zar zor bu günde bitmişti. Uykusuzluktan ölmek üzereydim ama sırf Berkant’ın surat ifadesi için akşamı iple çekiyordum. Okul çıkışı direk Ferhat’ın yazlığına gittik. İçkileri, kameraları hazırladık. Planlarımızı tekrar üstüne basa basa konuştuk, herkes görevini biliyordu artık.

Plan 1) Mete, Ferhat kadını sikeceği oda’nın banyosunda saklanacak, Ferhat kadını önce salona götürüp bol bol içki içirecek ki kadın kafayı güzelce bulsun.

Plan 2) Kadın kafayı bulduktan sonra, Ferhat durum kontrol yapacak, kadın artık Ferhat’ı iyice isteyince, Ferhat kadını tamamen kudurtup azdıracak, kıvama getirecekti.

Plan 3) Yatak odasına gidip gözlerini bağlayacak kadının, ellerini yatağın başına bağlayacak, ayaklarını ayırıp kadını soyacak, yalayıp iyice azdıracak, Kadını amından sikmeye başladığında Mete içeriden çıkacak, kapıyı açacak, ben o ara salonda Berkant’ı hazırlayacaktım. Ağzını bağlayacak, gözlerini bağlayacaktım. Berkant’ı tekrar tembihleyecek, hiç konuşmamasını, gözlerini ve ağzını açmamasını isteyecektim.

Plan 4) Ferhat kadını sikerken, içinden çıkacak Berkant’ı annesinin amına doğru götürecek, sikmesini izleyecek, gözlerini açıp annesini görünce o yüz ifadesini bir çok kamera ile kayıt edecektik. Konuşmak isterse ağzını kapatıp dışarıya çıkaracaktık Mete ile…

Saat hızla ilerliyordu. Berkant gelmişti. Berkant’ı alıp yazlığın bahçesine götürdüm. Birkaç içki açıp içiyorduk. Mete yerini almış, Ferhat ile Esma’yı yani Berkant’ın annesini bekliyorduk. Saat 8,20 gibi geldiler. Plan başlamıştı.

Ferhat kadını salonda bir güzel içirip sevişiyor olmalıydı. Salonun ışığı yanıyordu. Bir saat geçmişti, yatak odasının ışığı yandı, gölgelerini görebiliyorduk Berkant ile.
Berkant;

-Off abi karı etli butlu ha…
-Öyle sabret, bak sakın dediklerimi unutma, konuştuğun gözlerini açtığın anda yarrağı yeriz,
-Tamam dedik amına koyayım.

Aradan 45 dakika geçmişti ki, Mete pencereden bize el sallıyordu.

-Kalk Berkant sıra sende.
-Of kalbim duracak amına koyayım.

Berkant’ı salona soktum. Ağzını sıkıca bağladım. Gözlerini bağladım. Koluna girip yatak odasının kapısından içeriye soktum. Ferhat Esma’nın amına git gel yapıyordu.

Ferhat;

-Bir dakika hayatım su katıyorum.
-Kadın tamam canım dedi.

Bir an döndüm Ferhat’a baktım kısık sesle;

-Ulan yavşak ağzını neden kapatmadınız?
-Oğlum ağzını kapat demedin ki?
-Ya amınıza koyayım

Gülüyordum. Berkant’ı kadının önüne getirdim. Amına hizaladım donunu sıyırdım. Kulağına yaklaştım;

-Bastır kanka.

14. BÖLÜM SONU…

DEVAM EDECEK!

LÜTFEN DEĞERLİ YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİNİZ!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın