Kızımın İngilizce Öğretmeni

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bdsm

Kızımın İngilizce Öğretmeni
Ben Kurtuluş. 38 yaşında, eşine ve kızına düşkün tipik bir aile babasıyım. Size anlatacağım olaylar yaşandığı sırada liseye giden kızım Hülya kolejde okuyordu. Eşimle beraber kızımızın iyi bir eğitim alması için hiçbir masraftan kaçınmıyorduk. Yabancı dil, iş bulmak için önemli bir artı olduğundan kızımızın öğreneceği dili de, anadilde konuşanlar gibi telaffuz edebilmesini istiyorduk. Tam da bu nedenle kızımızı sadece yabancı öğretmenlerin dil eğitimi verdiği bir koleje yazdırmıştık. Kızım, başarılı ve yabancı dile de yatkın bir öğrenciydi, okuldaki hocaları tarafından da seviliyordu. Bu hocalardan biri de ta Chicago’dan gelip İstanbul’a yerleşen Thomas adında, sarışın, yeşil gözlü ve hafif tombul bir Amerikalı dil öğretmeniydi. Ben Thomas ile veliler toplantısında tanışmıştım ama teke tek çok fazla bir şey konuşma fırsatı bulamamıştık. Bu toplantılar ayda bir kez yapılmasına rağmen, eşim “Ne konuşacağım ki ben öğretmenlerle Kurtuluş hayatım, zaten hep aynı şeyler. Hem senin İngilizcen de var, sen git ikimizin yerine konuş”, diyerek birkaç ay sonra bu işi tamamen bana yıkmıştı. Aslında o yabancı hocalar da velilerle konuşup anlaşacak kadar Türkçe öğrenmişlerdi ama eşim karanlıkta araba kullanmayı da sevmezdi. Bu toplantılar okul günü sona erip de öğrenciler evlere dağıldıktan sonra akşam saatlerinde yapıldığı için de toplantı bitene kadar hava da kararıyordu. Yine bir veliler toplantısına daha tek başıma gitmiştim. Kızım Hülya yine her zamanki gibi göğsümü kabartmıştı duyduklarımla. Okuldan eve dönmek için okulun otoparkından arabayı çıkartırken hocalardan birinin yakınlardaki otobüs durağında beklediğini gördüm. Bu Thomas hocaydı.

“Hocam, buyrun sizi gideceğiniz yere kadar götüreyim”, dedim. “Ben otobuse bekleyor, teşkürler ettim”, dedi bozuk Türkçesiyle. “Buyrun lütfen, boşu boşuna beklemeyin”, diyerek hocayı arabama binmeye ikna ettim. Yolda giderken haliyle kızımdan bahsettik. “Ben Hulya çok seviyor, çok akıllı orenci”, diyordu. Adımı kolay söyleyemediği için bana kısaca “Kurt” diyebileceğini söyledim. Sohbetin geri kalanında rahat etmesi için ben de İngilizce konuştum onunla. Evli olup olmadığını sorduğumda, evli olduğunu ama eşinin de kendisi gibi öğretmen olarak dünyayı dolaştığını anlattı. Beraber de epeyce ülke gezmişlerdi ama Thomas Türkiye’yi özellikle görmek isteyince eşi burayı yeterince güvenli bulup ona katılmamıştı. Oysa Thomas Türkiye’nin oldukça güvenli olduğunu, hiçbir sıkıntı yaşamadığını söyledi. Yine de Amerikalı’yım diye kendini tanıtmaktan kaçınıyordu ne olur ne olmaz diyerek. Eşine bir bayan olduğu için hak verdiğimi söyleyince güldü ve Türkçe konuşmaya döndü yeniden, “Bende eş kadın yok Kurt bey”, dedi, “Eş erkek var bende”… Şaşırmıştım ama tutucu biri olmadığım için kötü bir tepki de vermedim. Yabancı ülkede bu tür evlilikler yasaldı artık. Ona bizde bunun henüz yasal olmadığını, hiç eşcinsel biriyle tanışmadığımı söyledim. “Çok var burda ya ben gibi”, dedi, “Evli gey var, olmyan gey var…”. Gideceği yere varmıştık, bir sitede oturuyordu. “Ben burda inmek uygun olabilir… Ama… Siz lutfen bıyrun, kahve içmek var şimdi bende”, diyerek beni evine davet etti. “Vakit geç oldu Thomas, başka bir zaman mutlaka”, dedim hemen. “Pekitamam”, dedi komik bir şekilde ve inmek için arabanın kapısını açtı. O anda şeytan beni dürttü, “Tamam, bir kahveni içerim Thomas”, dedim.

Yukarı çıktık, Thomas güzel bir kahve yaptı ikimize. Kahvenin yanında kendisinin yaptığını söylediği ıslak bir çikolatalı kek de ikram etmişti. Televizyonu içeri girer girmez açmıştı hemen, yabancı bir haber kanalını izliyor üzerine İngilizce sohbet ediyorduk. Ona burada tek başına yaşamanın zor olup olmadığını sordum. Bana İstanbul’da da arada sırada da olsa bazı erkeklerle görüştüğünü, hatta seks yaptığını söyledi. Ona eşcinsel seksi sadece pornolarda gördüğümü, bana pek hitap etmediğimi söylediğimde oldukça geniş bir porno arşivi olduğunu ve sevgilisinin yokluğunda bunlara baş vurduğunu belirterek elindeki kumandadan bana televizyona bağlı olan bir harici diskin içeriğini gösterdi. Çeşitli uzunluklarda olan bu pornoların isimlerinden az çok içeriğinin ne olduğu anlaşılıyordu. Bana hoşuna giden bir tanesini göstermek istediğini söylediğinde onu durdurmak istemedim. Kızımın İngilizce öğretmeniyle beraber porno izlemeye başlamıştık az sonra. Videoda azgın, kaslı ve kıllı vücutları olan bir eşcinsel çift çeşitli pozisyonlarda sikiştikten sonra birbirlerinin üzerine boşalıyordu. Çiftlerden biri ötekinin kaslı göğüslerinden spermlerini yalıyordu, içim bir tuhaf olmuştu. Thomas “Ben sperm yutmak çok seviyor Kurt bey”, dediğinde ise kalbim duracak gibi olmuştu. Eşim oral seksi hiç sevmediği gibi, yaladığı bir iki dakika içinde boşalsam da asla yutmazdı. “Ben de yutturmayı seviyorum”, dediğimde. Thomas yeşil gözlerini pantolonumun önündeki kabarıklığa çevirerek dudaklarını yaladı, “Ben senin sperm yutmak olabilir?…”, dedi. “Olabilir tabi ki”, dedim sanki daha önce yapmışım gibi, oysa hiçbir deneyimim olmamıştı bir erkekle. “Sen var daha önce yapmak böyle?…”, diye sordu. “Yok”, dedim, “Yapmadım”.

Yerinden doğrulup bacaklarımın arasına çömeldi, pantolonumun kemerini çözüp fermuarı açarken gözleri sürekli donumun içinde artık taş gibi olmuş kalın sikimdeydi. “Bu çok büyük ya… ben sunetli sik çok seviyor”, dedi. Tek eliyle donumu aşağı sıyırırken, öteki eliyle de sikimin gövdesini kavrayıp okşadı. Bunca yıllık karım böyle tutmuyordu bu siki. Bir anda sikimin üzerine eğilerek kafasını dudaklarının arasına gömdü Thomas hoca. Gözlerimi kapatıp karımın aynı açlıkla bu kalın et parçasını emdiğini düşünmeye çalıştım. Thomas hoca zaman zaman dilini taşaklarımın üzerinde de gezdiriyor, bunu yaparken de sikime mastürbasyon yapıyordu. Zevkten soluk alıp verişim değişmişti, “ınnhhh, ınnnhh” diye inliyordum sessizce. Thomas hocanın elleri ve ağzıyla yaptığı bu iç gıcıklayan şeyler ona koyu kıvamlı bol miktarda döl kazandıracaktı. “Thomas hoca sen sahlep nedir bilir misin?”, diye sordum, “Benim spermler sahlep gibi koyudur”. “Evet. Mmmm, ben salep çok seviyor ya, harika!”, derken açık olan ağzına sikimi sağıyordu Thomas. Birden fışkırtmaya başladım. Thomas hoca diliyle fışkıran spermleri toplayarak yutuyordu gözlerimin içine baka baka. Artık karımı hayal etmeyi bırakmıştım, Thomas’ın yaşattığı orgazmın tadını çıkarıyordum. Thomas damlasını ziyan etmeden spermlerimi yuttuktan sonra, “Çok nefis bir salep oluyor bu”, dedi, “Ya göt seviyor sen Kurt bey?”… Ağzı sikime doymuştu, sıra götünü tatmin etmeye gelmişti. Thomas’ın bana götünü ikram ettiğine inanamıyordum. Doğrulup evde giydiği eşofmanını sıyırdı ve altından muhteşem bir göt ortaya çıktı.

Şeftali gibi sarımsı tüylerle kaplı kalçalarını okşayarak yanaklarını ayırdım ve deliğine baktım. O kadar güzel görünüyordu ki. Karımınki gibi esmer değildi götünün deliği, pespembe kılsız ve tertemizdi. Sikilmeyi hak ediyordu. Thomas götünün deliğini yalayıp yalayamayacağımı sordu, ben yalayamayacağımı söyledim ama söyler söylemez de pişmanlık duydum bundan. Elimi parmaklarını deliğin üstüne koydu, “Sen sokabilir bunlar…”, dedi. Ben önce baş parmağımı sokup çıkardım, içerisi sıcacıktı ve deliğinin dudakları büzülüyordu ben parmağımı içeri ittikçe. Sonra işaret ve orta parmağımı soktum. Thomas inliyordu. “Senin sik istiyor bu göt…”, diyerek eliyle gövdesinden tuttuğu sike kondom takarak üstüne yavaşça oturdu. Thomas’ın göt deliği adeta içine aldığı sikimi ağız gibi emiyordu. O deliğin içinde saatlerce kalabilirdim. Sikimin üzerinde rodeo yapar gibi hareket ettiriyordu kalçalarını. Sırtı bana dönük halde taşaklarımı okşayarak kalın sucuğumu acıkmış deliğine yedirirken, “Kurt bey ben herkes böyle istemiyor. Senin yarrak ile yapmak çok güzel…”, dedi. Ayağa kalkıp onu koltuğa dayayarak sikmeye devam ettim. İngilizce eşinin penisinin büyüklüğünü sordum. Kocasının sikinin benimkinden 6 santim daha uzun ve biraz daha kalın olduğunu söyledi. Onun yokluğunda demek ki beninmkiyle de yetinebiliyor diye düşündüm. Kocasıyla en son aylar önce buluşup seks yapmıştı, bir haftasonu onun yanına İspanya’ya gitmişti. O zamandan beridir de sadece iki Türk’le yattığını söyledi. “Okuldan başka veliyle seks oldu mu?”, diye sorunca kesinlikle yapmadığını ama beni erkek olarak çok beğenip dayanamadığını söyledi. Artık boşalıp eve gitmem gerektiğini söyleyince Thomas hızlı hızlı kalçalarını sikimin üzerine doğru bastırıp çekmeye başladı. Ellerimi kalçalarına koyarak taşaklarıma kadar bastırdım. O bacaklarının arasından taşaklarımı gıdıklarken ben ne var ne yok boşalttım. Penisimi deliğinden yavaşça çekip çıkarırken, “Ohhhh kalın Türk siki yemek seviyorum”, dedi. Dönüp kondomu sikimden çekip içindekileri ağzına sıktı. Sonra da eğilip iyice hassaslaşmış olan sikimin başını emdi yeniden. Gerçekten de tam bir sperm delisiydi Thomas.

Ben eve dönene kadar saat çoktan 11’i geçmişti. Kızım, “Nerede kaldın baba?”, diyordu, “Annem pizza yapmıştı, soğudu seni beklerken”. Eşim her zamanki gibi televizyondaki yarışma programlarından birine dalmıştı. “Nihayet gelebildin Kurtuluş, nasıl geçti veli toplantısı?” Herşeyin yolunda olduğunu söyledim. Toplantıdan sonra patronla yemeğe çıktığımı, o nedenle geciktiğimi söyledim eşime. Mecburdum yalan söylemeye… Böylece yaza kadar her ay veliler toplantısından sonra Thomas’ı sikmek ve spermlerimle doyurmak için evine gitmeye başladım. Okul yıllık tatile girerken artık o da eşinin yanına gideceğini ve Türkiye’den ayrılacağını söyledi. Eşine benden bahsetmişti ve eşi de onu yokluğunda mutlu ettiğim için bana teşekkür ediyordu. Sonra Thomas gibi bir pasif bulmayı çok istedim ama Türklerle yapmak riski olduğundan bir türlü cesaret edip de böyle birini bulamadım. Zaman zaman gay profil sitelerine girdiysem de fazla uzun kalamadan hemen sıkılıp çıkıyordum üyelikten. Thomas’la arada internetten yazışıyorduk, ona kimseyi bulamadığımı söylediğimde bana İstanbul’da güvenilir ve temiz bir Türk arkadaşını ayarlayabileceğini söylediğinde çok mutlu olmuştum. Murat’la da bu şekilde tanıştım. Yaklaşık beş senedir bana Thomas’ı hiç aratmayan bu gençle gizli ve uzun süreli bir dostluğumuz var. Bu süre zarfında eşime birçok defa yalan söyledim ama artık kendimi kötü hissetmiyorum. Çünkü ne eşime, ne de kızıma karşı sorumluluklarımı hiç aksatmadım. Eşimle artık cinsel bir hayatımız kalmamasına da üzülmüyorum çünkü onunla asla yaşayamayacağım zevkleri paylaşabildiğim Murat var artık. Artık benim iki tane eşim var diyebilirim rahatlıkla. Bu iki farklı yaşamı birbirinden net bir şekilde ayırabilecek olanlara kolaylıklar, asla cesaret edemeyecek olanlara ise bol sabırlar diliyorum sadece.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir yanıt yazın